Dünyada en sık görülen hastalık gurubu olarak tanımlanan kalp hastalıkları bazen sessizce ortaya çıkıyor, bazen de ciddi belirtilerle kendini gösteriyor. Son yıllarda tıp alanındaki yeni teknikler sayesinde kalp kaynaklı hayati kayıpların önüne geçilebiliyor. Özellikle bypass cerrahisindeki gelişmeler hastaya ameliyat sürecinde ve sonrasında büyük konfor sağlıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, bypass cerrahisi hakkında bilgi verdi.
Bypass kalbi gençleştiriyor
Koroner bypass cerrahisi kalbin kan ihtiyacını daha iyi karşılayabilmesi için yapılan bir ameliyattır. Normal kalpte kalp kasının enerji ihtiyacı, koroner kan damarları yoluyla taşınan oksijen yüklü kan hücreleri tarafından karşılanır. “Koroner arter hastalığı” ya da “iskemik kalp hastalığı” adı verilen hastalığa koroner arterlerin içinde oluşan muma benzer bir yapıda yağ molekülleri ve hücre kalıntılarından oluşan “plak” adı verilen çökeltiler sebep olur. Bu plakların damarı daraltan kitle etkisi ve plak üzerinde aniden oluşan pıhtı kalp krizine yol açar. Kalp krizi erişkin çağdaki insanlarda en başta gelen ölüm sebebidir. Koroner bypass, kalp krizini önlemek için yapılan tedavi yöntemlerinden birisidir. Koroner bypass ameliyatı, tıkalı damarlara vücudun kendi damarları kullanılarak yeni bir yol oluşturulması, köprü yapılması işlemidir.
Koroner kalp hastalığı önceden saptanabilir mi?
Koroner kalp hastalığı kimi zaman göğüste baskı tarzında kola ya da çeneye vuran ağrı oluşturabilir. Ancak ağrı kesin bir kural değildir. Koroner kalp hastalarının üçte biri ani gelişen kalp krizi ile hastaneye gelir. Bazı hastalarda ise çeşitli tetkikler sırasında tesadüfen saptanır. Bu yüzden risk altında bulunan bireylerin mutlaka kalp sağlığı yönünden kontrollerini yaptırmaları gerekir.
Bypass adayı mısınız?
Kalp damarlarındaki tıkayıcı hastalık eğer tıbbi tedavi ile durdurulamamış ve balon – stent işlemleri ile tedavi mümkün değil ise bu takdirde bypass ameliyatı en uygun tedavi metodudur. Teşhis konulduktan sonra zaman kaybetmeden operasyon gerçekleştirilmelidir. Bazı özel durumlarda hastanın anjiyodan hemen sonra ya da ertesi günü ameliyata alınması daha emniyetlidir.
Bypass ameliyatı üç farklı şekilde yapılabilmektedir.
Klasik bypass operasyonu: En çok uygulanan şeklidir. Bu operasyonda kalp özel yöntemlerle durdurulur ve korunur. Bu esnada kanın oksijenlenmesi ve belli bir basınçta vücutta dolaşmasını sağlayan kalp akciğer makinası ile vücudun diğer organlarının beslenebilmesi sağlanır. Vücudun kendi damarları kullanılarak tıkalı kalp damarlarının ilerisine köprü oluşturulur. Hassas bir işlem olduğu için özel aletler ve 2,5 ile 9 kata kadar büyütebilen özel ameliyat gözlükleri kullanılır.
Çalışan kalpte bypass operasyonu: Bu yöntemde kalp durdurulmaz, kalbin belirli bölgelerini hareketsiz kılan bazı sabitleyici cihazlar yardımıyla ve kalp hızı yavaşlatılarak ilgili damarlara bypass işlemi yapılır. Bu yöntemde amaç, kalp akciğer makinasının olumsuz etkilerinden kaçınmaktır. Bazı özel durumlarda bu yöntem tercih edilir.
Minimal invaziv koroner bypass operasyonu: Bu yöntem en az kullanılmakta olan yöntemdir. Gerek ilave ekipmanlara ihtiyaç olması gerek tecrübe gerektirmesi en önemlisi de sadece bir ya da iki damara müdahele imkanı tanıması nedeniyle her hastada uygulanabilir bir yöntem değildir.
Bypass operasyonu sonrası size neler bekliyor?
Koroner bypass sonrası hasta çoğu kez bir gün yoğun bakımda kalır, ertesi gün servis yatağına çıkar. Erken hareketlenme iyileşme hızını arttıran bir özelliktir. Normal şartlarda 5- 7.gün hastanın taburcu olması planlanır. Bypass operasyonu kalpteki kansızlık sorununa çare olan bir operasyondur, ancak hastalığı meydana çıkaran etkileri ortadan kaldıramaz. Stresten uzak durmak, sigara içmemek, varsa şeker hastalığı ile mücadele, yüksek kolesterol düzeyi ile mücadele bypass sonrası hastalığın tekrarlama ihtimalini en aza indirecektir.
Yolculuğa Hazır Mısınız? İlgili Bağlantılara Göz Atın