Beyin Tümörleri
Şiddetli baş ağrıları, bulantı, kusma, sara nöbeti, kol ve bacaklarda güçsüzlük, görme ve konuşma bozuklukları, baş dönmesi, işitme kaybı ve hızlı gelişen psikolojik dengesizlikler beyin tümörüne işaret edebilir. Bu belirtileri bulunan kişiler beyin cerrahisi ya da nöroloji uzmanına başvurmalıdır. Memorial Hizmet Hastanesi Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Bölümü Uzmanları, beyin tümörleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Beyin tümörleri beynin kendi hücrelerinden gelişebilir ya da başka bir bölgeden beyne sıçrayabilir. Beynin kendi hücrelerinden gelişenler ise benign (selim,iyi huylu) ve malign (habis, kötü huylu) olarak ikiye ayrılabilir.
Beyin tümörü görülme sıklığı toplumda 100 bin kişide 3-5 arasındadır. Erkeklerde ve beyaz ırkta nispeten daha sıktır. Ancak iyi huylu olan menenjiom kadınlarda daha sıktır.
Beyin tümörleri yenidoğan döneminden ileri yaş gruplarına kadar her yaşta görülebilir. Ancak yaş aralıklarına göre tümörün türü farklılık gösterir. Örneğin çocukluk yaş grubunda ve 60 yaş üzerinde daha çok kötü huylu beyin tümörleri görülür.
Kesin nedeni bilinmemekle birlikte aile öyküsü, beyaz ırk, erkek cinsiyet, radyasyon risk faktörleridir. Henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte cep telefonu kullanımınında riski artırdığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır.
Beyin tümörlerinin tanısında altın standart MR’dır. MR ile beyin tümörünün türü hakkında da kabaca fikir sahibi olunabilse de tümörün türü kesin olarak tümörün alınıp parçanın patoloji laboratuvarında incelenmesi ile konulmaktadır.
Beyin tümörlerinin tedavisi çoğu zaman cerrahidir. Kimi tümörlerde tüm beyin radyoterapi ya da bölgesel radyoterapi tedaviye eklenebilir.
Cerrahi tedavi beyin biopsisi ya da mikrocerrahi yöntemle yapılır.
Teknolojinin hızlı gelişimi ve artan cerrahi deneyim sayesinde her iki yönteminde komplikasyonu oldukça düşmüş ve başarı oranı artmıştır.
Derin yerleşimli olan ve kafa içi basınç artışına neden olmayan ancak tedavi dizaynı için tümörün türünü öğrenmemiz gereken durumlarda biopsi yapılır. Beyin biopsisi tümöre yakın yerden açılan küçük bir delikten, tümörün 3 boyutlu koordinatları hesaplanarak, bir iğne yardımıyla alınır. Kişi genelde 1 gün sonra taburcu edilir.
Mikrocerrahi de ise tümörün tamamını çıkartmak hedeflenir. Bu sayede kafa içi basınç düşürülür, tümörün bölgsel etkilerinden kurtulunur. Tümör; görmemizi, konuşmamızı, kol ve bacak hareketlerimizi sağlayan hassas bir bölgede ise cerrahi sırasında bu bölgelerin zarar görmemesi için ameliyat esnasında yüksek teknolojinin kullanılması gelişebilecek riskleri azaltır.
Nöronavigasyon;
Nöronavigasyon sayesinde hastanın filmi sisteme yüklenerek, cerrahi öncesinde tümöre en doğru yönelimi, cerrahi sırasında ise yakınında bulunduğumuz önemli yapıların lokalizasyonunu anlarız.
Nöromonitorizasyon: Nöroloji uzmanı tarafından ameliyat başlamadan önce hastanın yüzüne, kol ve bacaklarına yerleştirilen elektrotlardan ameliyat boyunca sinyal alınır. Sinyalde düşme olduğunda cerrah bilgilendirilerek hassas bölgede olduğu uyarısı verilir. Bu sayede ameliyat sonrası oluşabilecek yüz ya da kol, bacak felci riski büyük oranda azaltılır.
İntraoperatif Ultrasonografi: Ameliyat sırasında radyoloji uzmanı tarafından beyin ultrasonu yapılarak ne kadar tümör çıkartıldığı hesaplanır. Özellikle beyin dokusundan zor ayırt edilen tümörlerde rezidü kalma riskini azaltır.
Endoskopi: Özellikle hipofiz tümörleri ya da ventrikül içi tümörleri gibi cerrahi yol olarak dar koridorların kullanıldığı alanlarda küçük bir bölgeden geniş görüş açısı sağlar.
Bütün bu yöntemlerin amacı, sağlam beyin dokusunu korumak, tümörü daha fazla çıkartırken, kalıcı sakatlıkları azaltmaktır.
Keşfetmeye Devam Edin