Beyin hücreleri arasında sıvı toplanması ve su, sodyum içindeki artışa bağlı olarak hacminin büyümesi ile oluşmaktadır. Beynin şişmesi ve buna bağlı olarak beynin farklı alanlarında değişik sıkıntılar yaşanmaktadır. Hastalık ile ilgili çok az bulguya rastlanmaktadır.
Belirtiler ve yaşanan durumun ciddi boyutuna bağlı olarak solunum ve dolaşım yetmezliği meydana gelmektedir. Sitotoksik, Vozojenik ve İnterstisyel gibi farklı türlerde beyin ödemi vardır. Beyin ödemi belirtileri arasında beynin içindeki basıncın artmasına bağlı olarak baş ağrısı, kusma ve baş dönmesi gibi farklı belirtiler görülmektedir. Beynin içindeki urlar ruhsal bozukluklara ve kişisel değişimlerin yaşanmasını sağlamaktadır. Daha öncesinde ise, aşırı sinire bağlı tepkiler ve gerginlik, durgunluk ya da unutkanlık durumları yaşanabilir.
Beyinde ödem nelere yol açar sorusunun cevabı beyindeki bölgelere göre farklıklar göstermektedir. Parietal bölgede oluşan hasarda konuşma, oksipital bölgede duyu bozuklukları arasında olan görme, koklama ve duyma problemleri yaşanmaktadır. Beyinde oluşan ödemin erken bir şekilde teşhis edilmesi mümkündür. Beyin damarlarında ve dokusunda da hastalık görülebilir. Bütün tümörlerin ortak olan özelliği baş ağrısının şiddetli olarak yaşanmasıdır. Bu ağrıların sürelerinde farklıklar hastalığın boyutu ve kişisel olan durumla orantılıdır. Kusma, nabız yavaşlaması ve görme bozuklukları da hastalar yaşamaktadır. Erkeklerde cinsel isteksizlik ve tüylerde dökülme de bu hastalığa bağlı olarak yaşanmaktadır.
Beyinde Ödem Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Beyin ödemi, kan tahlili, omurilik sıvısı tahlili ve nörolojik muayene ile teşhis edilmektedir. Yüksek tansiyona bağlı olarak beyinde oluşan ödem yüksek kolesterol, sigara tüketimi, hareketsizlik sonucu yaşam kalitesinin düşmesi ile oluşmaktadır.
Yapılan tetkikler sonucunda hastalık teşhis edilir ve uygun olan tedavi planı en iyi şekilde uygulanmaktadır. Hasatlığın bulunduğu yer ve boyut tedaviyi yönlendiren etkenler arasında yer almaktadır. Gerekirse cerrahi müdahale ya da radyasyon tedavisi de hasta kişilere dikkatli bir şekilde uygulanmaktadır. Tedavi sonrasındaki süreçte sağlıklı ve kaliteli bir şekilde yaşamak iyileşme sürecini olumlu anlamda etkilemektedir. Bol sıvı tüketimi, kap ve akciğeri koruyan egzersizler, düzenli spor beyni koruyan maddeler arasında ilk sırada yer almaktadır.
Cerrahi işlemlerin sonrasında bir süre steril ve kontrol altında olan hasta titiz ve uzman olan kişiler tarafından düzenli olarak izlenmektedir. Sonrasında hayata uyum sağlamak için ufak girişimlerin ve faaliyetlerin fayda sağladığı görülmektedir. Gün içindeki psikolojik ve fiziksel olan olumsuzluklar beyin sağlığını tehdit etmektedir.
Beyin Ödemi Kimlerde ve Hangi Durumlarda Olur?
Beyindeki ödemin tehlikeleri her yaş grubundaki kişilerde risk taşımaktadır. En çok travma ve beyindeki azalan kana bağlı olarak gelişmektedir. Bunun için nörolojik test ve röntgenlerden geçilerek hızlı bir şekilde tanı onulmaktadır. Yapılan uygulamaların aşamaları planlanan doğrultuda kişisel olan farklılıklara bağlı olarak değişim göstermektedir. Beyin ödemi tedavi süreci ilaç tedavisinin dışında alınan besinlere ve sıvılara da dikkat edilmesi gerekmektedir. Yaşanan bu süreçte hastanın psikolojik olarak da yorulduğu gözlemlendiği için terapi ile tedaviye destek sağlanmaktadır.
Beyinde ödem oluşması ve sonuçları özellikle yüksek tansiyona bağlı olarak gelişmektedir. Oluşma dönemi bittiği aman hastalar nöbet ya da kısmi felç riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bazı durumlarda hiç bir belirti gözükmezken sadece chek up sonrasındaki sonuçlarda doktorlar tarafından görülerek anlaşılmaktadır.
Tedavisinin hassaslık ve büyük bir titizlik içerisinde yapılması rahat bir şekilde yol alınmasını sağlamaktadır. Beyin ödeminin sonuçları yaşanan durumun türüne bağlı olarak değişim gösterebilir. Çok ciddi sonuçlar ile karşılaşılan durumlar da olmaktadır. Ani gelişen durumlarda ameliyat edilmezse ölüm ile sonuçlanan vakalara rastlanılmaktadır.
Üzüntülü ve stresi bir dönem geçiren kişilerin buna bağlı olarak bağışıklık sisteminin çökmesine yol açacağından uyuyan olan tümörlü hücreleri harekete geçirmektedir. Genetik ve çevresel faktörler bu hastalıkta etki göstermektedir. Hastalık öncesinde kişi çok farklı ve kendisi ile uyuşmayan huylar edinebilir. Beyinde oluşan ödemin büyüklüğü hastalığın ciddiyeti ile asla orantılı değildir. Yaşanılan bir trafik kazası sonucunda beyine alınan darbe sonucunda da ödem oluşma durumu da yaşanmaktadır.
Yoğun bakımda yapılacak olan tedavideki ilk gözlemlenen hareketler nelerin yaşanabileceğini ve sonuçları göstermektedir. Beyin ödeminin önlenebilmesi için ilk önce tuzu azaltmak gerekmektedir. Sebze ve meyve tüketimi de bu hastalık ile ilgili yapılacak diğer hususlar arasında yer almaktadır. Hareketsiz bir yaşam da bu hastalık ile karşı karşıya kalınmasını sağlamaktadır. Düzenli yapılan spor ve alkolden uzak durmak riski de bu duruma paralel olarak aza indirgemektedir.
Farkı nedenlere bağlı olarak oluşan beyindeki ödem göz sinirlerini de olumsuz anlamda etkiler. Ur ve ödemi birbirinden ayırmak zor olduğu için farklı tetkik ve uygulamalar yapılmaktadır. Birbirinden ayıran ufak şikayetler dinlenerek bu yönde karar verilip tedavi sürecine emin olarak geçilmektedir. Uzmanlar özellikle emin olunmadığı zamanlarda çok daha detaylı araştırma yapılmasına dikkat çekmektedirler. Beyin ödeminin geçmesi için kalp solunum fonksiyonlarının canlanması gerekmektedir. İlaç tedavisi ve alternatif olarak doktorların da tavsiye ettiği yöntemler ile ödem hafifletilmeye çalışılmaktadır. Tedavinin aksamaması ve ihmal edilmemesi çok daha hızlı bir şekilde sonuç alınmasını sağlamaktadır.