Yoğun bakımdaki genç hasta sayısının artışına dair korkutan uyarılar geliyor. Salgın nedeniyle artan hasta sayısı gençler arasında da artış gösteriyor. Bu nedenle, gençlerin de salgın kurallarına uyması ve koruyucu tedbirlerini almaları gerekiyor. Yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranının düşmesi için herkesin sorumlu davranması önem taşıyor. Salgını hep birlikte yenmek için mücadele etmeliyiz.
Salgının Kontrol Altına Alınması Zorlaştıracak
Covid-19 virüsünün mutasyona uğramasıyla birlikte vaka sayısında ciddi artış olabileceğini vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Mutasyona uğrayan Covid-19 virüsünün bulaş hızı yaklaşık 2 kat arttı. Covid-19 virüsünde yeni gelişen mutasyonlar bir takım özelliklere sahip oluyor. Bu da Covid-19 virüsü salgınının kontrol altına alınmasını zorlaştıracak.” ifadelerine yer verdi.
Toplum Tehlikenin Ciddiyetinin Farkına Vardı
Prof. Dr. Sakarya, bugün mücadele edilen virüsün 5 ay önceki virüse göre çok farklı özellikler taşıdığını ve bulaşıcılığının yaklaşık 2 kat daha fazla olduğunu kaydederken, “İlk ortaya çıkan Covid-19 virüsü bir skalaya sahipti. Çocuklarda ölümcül vakalara çok az, gençlerde daha az rastlanıyordu ve yaş ilerledikçe virüsün ölümcül olma riski de artıyordu. Mutasyona uğrayan Covid-19 virüsünün sahip olduğu yeni mutasyonlar genç nesilde daha semptomatik seyretmektedir. Bu da kısa bir süre içerisinde genç vakaları da yoğun bakım ünitelerinde daha fazla göreceğimiz anlamına geliyor. Ülkemizde vaka sayısındaki düşüşü sadece alınan tedbirlere bağlamak son derece yanlış olur. Çünkü toplumda ne kadar ciddi bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunun farkına artık vardı. Toplumun yüzde 60’ı bu virüse karşı bağışıklık kazanmadan bu virüsten kurtulma şansımız bulunmuyor. Birçok devlet tarafından 50 milyon adet, 100 milyon adet aşının rezervi yapıldı. Toplumumuzda 60 milyon kişinin aşıya gereksinimi olduğu ve bu aşıların iki doz halinde vurulması gerektiği düşünüldüğü zaman ülkemiz ise 120 milyon doz aşıya gereksinim duyuyor. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamada ise Covid-19 virüsünün tümüyle ortadan kalkması gibi bir durumun söz konusu olamayacağı, sadece pandemi sürecinden epidemi sürecine girileceği belirtildi. Epidemi süreci aşamasına ise ne zaman gelineceği maalesef bilinmiyor.” diye konuştu.
Devlete Maliyeti Çok Ağır
Covid-19 virüsü enfekte olmuş bir hastanın tedavisinin çok pahalı ve devlete maliyetinin çok ağır olduğunu belirten Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Vakanın yoğun bakımda tedavi gördüğü sürecin göz önünde bulundurulması gerekiyor. Tek bir tane Covid-19 virüsü testinin devlete maliyeti yaklaşık 8-10 dolar. Yani bir tane Covid-19 aşısıyla eş değer fiyatta. Bu da Covid-19 virüsü testindense aşı yapılmasının daha mantıklı olduğunu gösteriyor. Yetkililer tarafından bu konuyla ilgili bugün alınabilecek bir kararın uygulamasına Ekim ayında ancak başlanabilir. Normalleşme sürecine girilmesiyle birlikte vaka sayısında artış yaşanmasından büyük endişe duyuyoruz. Bu salgında en büyük sıkıntıyı sağlık çalışanlarının yaşadığı herkes tarafından biliniyor. Pervasızca ve umarsızca yapılan davranışlarla kimse kimsenin sağlığını riske atamaz. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Herkesin önceliğinin tedbir olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.