Nöroplastisite | Beyin Kendini Yeniler Mi?

Nöroplastisite, beyin hücrelerinin yapılarının ve bağlantılarının değişebilme yeteneğidir. Bu süreçte beyin, yeni deneyimler ve öğrenme yoluyla kendini yenileyebilir. Bu makalede, nöroplastisitenin ne olduğunu ve beyinlerimizin nasıl kendini yenilediğini anlatacağız.

Nöroplastisite, beynin sinir devrelerini yeniden düzenleyebilme yeteneğidir. Bu yetenek sayesinde, bebeklikten erişkinliğe kadar olan süreçte beynimiz yeni şeyler öğrenip gelişebilir. Ayrıca inme veya diğer nedenlerle oluşan beyin hasarının iyileşmesi de nöroplastisite sayesinde mümkündür. Beynimiz pek çok bilgiyi aynı anda işleyebilme kapasitesine sahiptir. Beynin farklı bölgeleri farklı görevlerle özelleşmiş olsa da birbirlerini kontrol eder ve hasar gören bölgeye ait fonksiyonları üstlenebilirler. İnme, beyin hasarı ve beyin tümörü gibi durumlarda, beyin dokusu ciddi hasar görebilir ve etkilenen hücreler ölebilir. Bu hasar sonucu fonksiyonlarda bozulmalar meydana gelebilir. Kaybedilen fonksiyonlar hemen telafi edilemeyebilir. Ancak nöroplastisite sayesinde, zamanla beyin kendini yeniden programlayarak, iyileşme gösterilebilir.

Beynimizin gelişimi, doğum öncesinde genler tarafından belirlenecektir. Ancak doğumdan sonra da beynimiz gelişmeye devam eder. Büyüdükçe yeni beceriler öğrenme sürecimiz, gelişimsel plastisite adı verilen süreçle ilişkilidir. Bu süreçte sinir hücreleri (nöronlar) ve bu hücrelerin bağlantıları (sinapslar) değişim gösterir. Beyinde sürekli olarak yeni bağlantılar kurulurken, kullanılmayan bağlantılar ise zamanla kaybolur. Beynimiz olgunlaştıkça, sinir hücreleri büyüyerek diğer hücrelerle bağlantı kurmak için uzantıları geliştirir. Yeni doğan bir bebeğin beynindeki her nöron ortalama olarak 2500 sinapsa sahipken, gelişim sürecinde bu sayı 15000’e kadar çıkabilir. Ancak yetişkinliğe doğru ilerlerken kullanılmayan sinapsların kaybolmasıyla bu sayı düşer. Yetişkinlerde, yeni sinaps oluşturma yeteneği yoğun şekilde araştırılmaktadır. Yetişkin beyninde yeni nöronlar oluşumu sınırlıdır. Yetişkin beyin plastisiteyi, hücre sayısının artmasından ziyade hücreler arası bağlantıların düzenlenmesi ile gerçekleştirir. Yaşlılık döneminde bile yeni bilgiler ve beceriler öğrenilebilir. Bu da beynimizin yaşın ilerlemesine rağmen öğrenme kapasitesinin devam ettiğini gösterir. Yani beynimizin bağlantılarında yapısal ve biyokimyasal değişiklikler her yaşta meydana gelir.

Vücut kısımları ve fonksiyonlarımız, beyinde daha fazla temsil edilmek için birbirleriyle yarışır. Bir vücut kısmının sıkça kullanılması, o kısmın beyindeki temsil alanının artmasına neden olur. Tam tersi olarak, kullanılmama durumunda ise beyindeki temsil alanı küçülür. Bu durum örneğin görme engelli bireylerin parmaklarıyla Braille alfabesini okuyabilmesinde görülebilir. Bu bireylerin beyinlerinde parmakların temsil alanı diğer insanlara göre daha geniştir. Benzer şekilde, hareketsiz kalan birisinin ayak bileğinin temsil alanının küçüldüğü gözlenmiştir. İnme hastaları, hareketsizlik nedeniyle fonksiyonlarda gerileme yaşarlar. Bu fonksiyonların geri kazanılması, felçli vücut kısımlarını yoğun bir şekilde kullanarak mümkündür.

Nöro-rehabilitasyon, beyin hasarı sonucu felç geçiren hastaların tedavisinde kullanılan fizik tedavi uygulamalarının genel adıdır. Yapılan araştırmalar, nöroplastisitenin beyin hasarının rehabilitasyonunda önemli bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Nöro-rehabilitasyon, beyindeki plastisiteyi güçlendirerek iyileşmeye katkıda bulunur. Bir hareketin tekrar tekrar yapılması, beynin bu hareketi öğrenmesini sağlar. Bu gerçek, beyin hasarı sonrasında da geçerlidir. Kaybedilen becerilerin yeniden öğrenilmesi, bol tekrar yoluyla mümkündür. Yeni sinir bağlantıları oluşturmanın temel yolu, duyu ve hareket uyarıları açısından zengin bir çevrede bulunmaktır. İnme hastaları ne kadar çok duyu ve hareket uyarısı alırsa iyileşme şansı da o kadar yüksek olacaktır. Aerobik egzersizler, genel sağlık durumu ile birlikte rehabilitasyon başarısını da artırır. Ayrıca sosyal etkileşim de nöroplastisite üzerinde olumlu etkiye sahiptir.

İnme veya beyin hasarı sonucu felç geçiren hastaların beyni, ilk 3-6 ayda öğrenmeye daha açıktır. Bu nedenle fizik tedaviye mümkün olan en erken dönemde başlamak önemlidir. İyileşme hızı yavaşlayabilir, ancak iyileşme süreci ilerleyen dönemlerde de devam eder. Kronik ve değişmez sanılan hastalarda bile yoğun rehabilitasyon tedavisi ile iyileşme elde edilebilir. Ancak her inme veya beyin hasarı hastasında yüzde yüz tam iyileşme garantisi yoktur. İyileşme derecesi kişinin yaşı (gençlerde iyileşme şans daha yüksektir), hasarlanmış alanın büyüklüğü ve uygulanan rehabilitasyon tedavilerine bağlıdır.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tokat haberleri