Ülkemizde böbrekle ilgili sağlık sorunları giderek artmaktadır. Gece idrara kalkma, halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı, idrar miktarında azalma, hipertansiyon, el, ayaklar ve göz etrafında şişme kronik böbrek yetmezliğinin sık görülen belirtilerindendir. Memorial Hizmet Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Bilal Görçin, kronik böbrek yetmezliği ve böbrek nakli hakkında bilgi verdi.
Kontrolsüz diyabet hipertansiyon ve obeziteye dikkat!
Kronik böbrek yetmezliğine yol açan en sık nedenler arasında diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıklar ile bazı böbrek hastalıkları yer almaktadır. Kontrolsüz diyabet ve hipertansiyon, sigara, obezite, hiperlipidemi, tuzlu beslenme alışkanlığı, yoğun ağrı kesici kullanımı, takipsiz doğuştan hastalıklar, takipsiz böbrek taşları sayılabilmektedir.
Sık sık idrara kalkıyor ve çabuk yoruluyorsanız böbrek hastası olabilirsiniz
Her yaştan insandakronik böbrek yetersizliği ile görülebilmektedir. Genellikle kronik böbrek yetersizliği yavaş bir şekilde seyir göstermektedir erken evrelerde halsizlik, çabuk yorulma, bol su içme ve idrar yapma, gece birden fazla idrara kalkma şikayetlerine neden olmaktadır. Hastalık ilerledikçe bu şikayetlere ani ve sürekli kan basıncı (tansiyon) yükselmeleri, iştahsızlık, bulantı-kusma, göz kapaklarında ve ayaklarda daha belirgin olmak üzere tüm vücutta su birikmesine bağlı şişlik (ödem), günlük idrar miktarında azalma, nefes darlığı gibi şikayetler eklenebilmektedir.
Erken teşhis ve tedavi yaşam kalitesini artırır
Kronik böbrek yetmezliğinin tanısında kan ve idrar tahlilleri, görüntüleme teknikleri (ultrason, bilgisayarlı tomografi, sintigrafi) tanı yöntemleri kullanılmaktadır. Tedavide ilk hedef diyabet ve kan basıncı kontrolü, diyetin düzenlenerek tuz-yağ-protein düzeylerinin ayarlanması ile böbrek hastalığının ilerleme hızı yavaşlatabilmektir. Böbrek yetmezliğinde 3 farklı tedavi seçeneği vardır.
- 1.Böbrek nakli
- 2.Hemodiyaliz
- 3.Periton diyalizi
Böbrek nakli, kronik böbrek yetersizliğinde tartışmasız en seçkin, en etkin ve de konforlu yaşam sunan bir tedavi yöntemidir. Nakledilen böbrek ile hastalar daha sağlıklı, kaliteli, uzun ve üretken bir yaşam imkanı kazanmaktadırlar. Böbrek nakli ile hastalar diyalizin sıkıntılı uygulamalarından, uzun dönemde diyalizin neden olduğu rahatsızlıklardan, diyalizin son derece kısıtlı sıvı ve diyet programlarından kurtulabilmektedirler. Bu nedenle son dönem böbrek yetersizliği tanısı almış her hasta için öncelikle organ nakli şansı varsa bu imkan değerlendirilmelidir. Hatta diyalize başlanmadan (pre-emptif dönem) imkan varsa öncelikle böbrek nakli tercih edilmelidir.Hemodiyalizde kanda birikmiş, böbreğin atamadığı toksinler ve fazla su, hastanın kanı diyaliz cihazından geçirilerek temizlenmeye çalışılmaktadır. Bunun için hastalara ortalama haftada 3 kere diyaliz yapılmakta ve her seans yaklaşık 4 saat sürmektedir. Diyaliz işlemi için ameliyatla damar cerrahları tarafından büyük bir damar yoluna (fistül) ihtiyaç vardır. Açılan bu fistül yerinden damara giriş yapılarak hastaya diyaliz uygulanabilmektedir. Fistül açılmayan hastalarda kateter yöntemi ile de diyaliz tedavisi alınabilmektedir. Periton diyalizinde ise; hastanın karın boşluğuna kateter yerleştirilir ve bu yolla belirli miktarda özel solüsyonlar karın boşluğuna doldurulup boşaltılır. Burada karındaki periton zarı filtre görevi görmektedir. Karın boşluğunda genellikle sürekli ortalama 2 litre sıvı bulunmaktadır.
Son yıllardaki tıbbi ve teknolojik gelişmelere rağmen her iki diyaliz yönteminde de hastalarda kalp damar hastalıkları gelişimi riskinin arttığı bilinmektedir.
Kronik böbrek hastalığından korunmak için yapılması gerekenler;
- Günde ortalama 1,5 litre sıvı tüketmeli
- Sigara içilmemeli
- Tuzlu beslenmeden kaçınmalı
- Kilo kontrolü sağlanarak obezite ile mücadele etmeli
- Gereksiz ve kontrolsüz ağrı kesici, antibiyotik ve ilaç kullanımlarından kaçınmalı
- Düzenli nefroloji doktor takibi yaptırmalı
İlginizi çekebilecek konular