Kronik travmatik ensefalopati, beyin travmasının neden olduğu uzun süreli bir hastalıktır. Bu durum, tekrarlayan veya sürekli beyin travmaları (darbeler, çarpışmalar vb.) sonucu ortaya çıkabilir. Kronik travmatik ensefalopatinin belirtileri, hafıza kaybı, dikkat eksikliği, uyku bozuklukları, depresyon, baş ağrısı gibi çeşitli semptomları içerebilir. Bu hastalık genellikle spor aktiviteleri, meslekler veya travma geçmişi olan bireklerde daha sık görülür. Kronik travmatik ensefalopatinin tanısı, nörolojik değerlendirme, görüntüleme testleri ve semptomların sürekli olarak takip edilmesiyle konulabilir. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, rehabilitasyon, ilaç tedavisi ve terapi gibi yöntemler yer alabilir. Kronik travmatik ensefalopati, hafif semptomlardan ciddi nörolojik bozukluklara kadar değişebilir, bu nedenle erken teşhis ve uygun tedavi büyük önem taşır.
Kronik travmatik ensefalopati (KTE), boks, Amerikan futbolu, hokey, futbol gibi kontakt sporlarla uğraşan sporcularda ve askeri personelde görülebilen bir sorundur. Bu hastalık, tekrarlayan kafa travmaları ile ilişkilidir ve beyinde hasara ve tau adı verilen proteinlerin birikimine neden olur. Ancak, hastalığın tam olarak nasıl oluştuğu henüz tam olarak anlaşılamamıştır.
Kronik travmatik ensefalopati, genellikle sporculuk kariyerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkar. Konküzyon, beyinin geçici olarak normal fonksiyonlarını yerine getirememesi sonucu oluşan bir beyin travmasıdır. Concussion beyinde belirgin bir belirti oluşturmasa da, darbe nedeniyle etkilenir. Belirti vermeyen darbeler ise subkonküssif beyin travmaları olarak adlandırılır.
Kronik travmatik ensefalopati, konküzyon öyküsü olmayan ancak subkonküssif beyin travmasına maruz kalan kişilerde de görülebilir. KTE riski, yıllar boyunca maruz kalma süresiyle ilişkilidir. Nadir durumlarda başa gelen darbeler, örneğin çocuğun yürümeyi öğrenirken aldığı darbe gibi, KTE’ye neden olmaz.
Tekrarlayan travmalar beyinde karmaşık olaylar zincirini tetikler. Beyaz maddeye anormal, hiperfosforilasyonlu tau proteinlerinin birikmesi sonucu yaygın nörodejenerasyon gelişir.
KTE belirtileri kişinin düşüncelerini, duygularını ve hareketlerini etkileyebilir. Her bireyde aynı belirtiler ortaya çıkmaz. Bazı kişilerde ilk belirti depresyon ve anksiyete olabilir. Ardından hafıza ve diğer bilişsel beceriler etkilenebilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını, işini ve sosyal hayatını etkileyebilir. İlk olarak hafıza ve bilişsel beceriler etkilendikten sonra duygudurum ve kişilik değişiklikleri görülebilir. Sinirlilik, dürtüsellik, koordinasyon bozukluğu, titreme ve düşme eğilimi gibi belirtiler de ortaya çıkabilir.
KTE belirtileri iki farklı patern gösterebilir. Erken başlangıçlı hastalıkta, belirtiler genellikle 35 yaşından önce ortaya çıkar. Kişilik ve duygu değişiklikleriyle karakterizedir. Bilişsel bozukluklar hastalığın daha ileri evrelerinde görülür.
Geç başlangıçlı hastalıkta, belirtilerin ortaya çıkması genellikle 60 yaş civarındadır. İlk belirti bilişsel bozukluklardır. Çoğu kişide bilişsel, duygusal ve kişilik bozukluklarının bir kombinasyonu görülür. İlerlemiş hastalıkta, Alzheimer hastalığına benzer bir klinik tablo olsa da, Alzheimer hastalığına özgü bulgular görülmez.
KTE’nin kesin tanısı ancak ölümden sonra beyindeki değişikliklerin incelenmesiyle konulabilir. Bu nedenle, yaşayan kişilere bu tanının konulması zor olabilir. Tekrarlayan kafa travması geçiren her bireyde KTE oluşmaz ve bu hastalığın belirtileri başka nörodejeneratif hastalıklarda da görülebilir.
KTE’nin kesin bir tedavisi yoktur. Ancak, belirtilerin niteliğine göre destekleyici tedaviler önerilebilir. Hareket bozuklukları için fizik tedavi yararlı olabilir. Kafa travmalarını önleyerek hastalığın oluşma sıklığını azaltmak mümkündür.